Çocuklarda bipolar bozukluk tanısı tıp alanında çok yakın zamana kadar hiç konulamamıştı. Daha önce, bozukluğun talihsiz ergenler ve yetişkinler arasında ortaya çıktığı görülüyordu, ancak tanımlama testlerindeki ilerlemelerle, bozukluk artık çocukluk kadar erken tespit edilebiliyor. Böylece erken tedaviye başlanabilir.
Çocuklarda bozukluğun erken teşhisi, onlara tedavide daha iyi bir şans verebilir. Bu, onların hastalıkla daha doğru bir şekilde başa çıkmalarına, karakter dengesini sağlamalarına, en üst düzeyde bir iyilik hali gerçekleştirmelerine ve kendinin farkında ve çok yönlü bir yetişkin olarak büyümelerine yardımcı olacaktır. Doğru tedavi ile bozukluk kolaylıkla kontrol altına alınabilir ve normal mutlu bir yaşam sürdürebilirler.
Çocuklarda bozukluğun yaygınlığının, Amerika Birleşik Devletleri’nde halihazırda DEHB (hiperaktivite bozukluğu ile birlikte dikkat eksikliği) teşhisi konmuş olanlarda önemli olduğundan şüphelenilmektedir. Tekrarlayan depresyonlardan muzdarip olan çocuklar ve ergenler, bozukluğun manik aşamasının henüz ortaya çıkmaması dışında, erken bir bipolar bozukluk başlangıcından muzdarip olabilirler. Epidemiyolojik araştırmalar ne kadar çok yapılırsa tıp dünyası bu bozukluğun çocuklar arasında ne kadar yaygın görüldüğünün farkına varıyor.
Bipolar bozukluk, depresyon ve mani (aşırı öfori) içeren aşırı duygudurum değişiklikleri ile karakterize bir akıl hastalığıdır. Ancak bozukluğun yetişkinlere kıyasla çocuklar arasında bazı farklılıkları vardır. Bipolar çocuklarda genellikle hızlı döngülerde depresyon ve maninin bir kombinasyonu olan sürekli ruh hali değişiklikleri vardır. Kalıcı sinirlilik, hızlı ruh hali döngülerinin yanı sıra aşamalar arasındaki birkaç sağlıklı yaşam döneminden kaynaklanır.
DSM-IV kriterleri (Diagnostic and Statistical Manual IV) erişkinlerde bipolar bozukluğu teşhis etmek için kullanılmaktadır. DSM-IV’ü kullanırken herhangi bir yaş sınırı olmamasına rağmen, çocuklar için kullanımı oldukça zorlaştıran gerçek bir spesifik kriter yoktur.
Bipolar bozukluğu olan çocuklarda görülen yaygın davranışlar şunlardır:
? hiperaktif, dikkati kolayca dağılan
? otorite sorunları
? kapsamlı yıkıcı öfke
? uykusuzluk ile değişen uykusuzluk
? asabi
? depresif, kayıtsız, pasif
? birkaç saatten birkaç güne kadar hızlı değişen ruh halleri
? yatak ıslatma
? sanrılar ve halüsinasyonlar
? büyüklük inançları
? fikir uçuşu, son derece konuşkan
? kısa bir süre için bile olsa aileden ayrıldığında aşırı endişe
? gece vakti korkuları ve tiradları
? uygun olmayan cinsel davranış
? tatlı yiyecekler ve karbonhidratlar için aşırı açlık
Bozukluk ayrıca bebeklik döneminde de not edilebilir. Daha sonra bipolar teşhisi konan çocukların ebeveynleri, alışılmadık şekilde yapışkan olma ve nöbetleri andıran yönetilemez öfke nöbetleri gibi düzensiz davranışlardan bahseder.
Yetişkinlerdeki bipolar sendrom gibi, çocuklar veya pediatrik bipolar sendrom da dörde ayrılır: Bipolar I, Bipolar II, Siklotimi ve Başka Türlü Adlandırılamayan Bipolar Bozukluk.
Bipolar I’de hastalar, birbirinin yerine geçen aşırı depresyon ve psikotik mani ataklarından geçerler.
Bipolar II, hasta, depresyon anlarıyla yer değiştiren hipomani anlarından geçer. Hipomani bazen muazzam yaratıcılığa atfedilir. Hipomani, artan zihinsel ve fiziksel enerji ilavesiyle sinirli veya yüksek ruh hali ile kendini gösterir.
Siklotimi, etkilenen bireyin daha hafif fakat spesifik ruh hali değişikliklerinin aşamalarına maruz kaldığı bir bozukluk şeklidir.
Son olarak, Başka Türlü Adlandırılamayan Bipolar Bozukluk, hekimlerin yukarıda belirtilen sınıflamaların hiçbirinde sınıflandıramadıkları bozukluk şeklidir. Aynı zamanda manik-depresif duygudurum dalgalanmaları ile de karakterize edilir, ancak hastalığın Bipolar I, II veya Siklotimi olarak tanımlanamadığı semptomlar vardır.
Özellikle intihardan bahseden bir çocuğun sağlığından endişe duyan ebeveynler, çocuklarını psikiyatrik bozukluklar ve tedavileri konusunda uzman, meşru bir profesyonel tarafından değerlendirmeli ve/veya değerlendirmelidir.
Suçlarından birinin bozukluğa maruz kaldığına inanan endişeli yetişkinler, çocuğun davranışları, uyku düzenleri, konuşmaları ve çocuğu çevreleyen garip olaylar hakkında her gün not almalıdır. Bu gözlemler önemli ölçüde hekime değerlendirmelerinde ve uygun tedavi bulmasında yardımcı olacaktır.
Bozukluk, ilaç kombinasyonu, davranışsal semptomların yakın gözetimi, hem hasta hem de aile için psikoterapi, hastalık hakkında bilgi, mükemmel beslenme, düzenli egzersiz ve uyku düzeni ve stresli durumların azaltılması ile kontrol edilebilir.
Ebeveynler ve tıp uzmanlarının çocuğun tedavisinde el ele çalışması en iyisidir. Ailenin tedavi planına katılımı, atakların yoğunluğunu, insidansını ve kapsamını azaltabilir.